Atatürk Barajı ve HES, Ülke Ekonomisine Yılda 1,7 Milyar Dolar Katkı Sağlıyor
DEVLET Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğü, Adıyaman, Şanlıurfa ve Diyarbakır illeri arasında yer alan Atatürk Barajı ve Hidroelektrik Santrali’nin (HES), ülke ekonomisine her yıl 1,7 milyar dolar katkı sağladığını açıkladı.
DSİ’den yapılan yazılı açıklamada, 1983 yılında inşaatına başlanılan Atatürk Barajı’nda 13 Ocak 1990 tarihinde su tutulmaya başlandığı belirtilerek, “Zamanla bölge halkının ‘Deniz’ olarak andığı 817 kilometrekarelik devasa baraj gölü ortaya çıktı. İnsan eliyle yapılmış olmasına rağmen Atatürk Baraj Gölü; Van Gölü ve Tuz Gölü gibi doğal göllerin ardından ülkemizin en büyük 3’üncü gölü haline geldi. Atatürk Barajı, depoladığı su miktarı açısından da eşsiz bir konumda bulunuyor. Baraj rezervuarında depolanan 48,7 milyar metreküp su, ülkemizin toplam su depolama kapasitesinin yaklaşık yüzde 26’sını oluşturuyor. Bu müthiş su kütlesi, başta hidroelektrik enerji üretimi ve tarım olmak üzere; su ürünleri üretimi, ulaşım, su yolu taşımacılığı ve turizm gibi sektörlere de hizmet sunuyor. Atatürk Barajı, dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal ve Başbakan Süleyman Demirel’in yanı sıra; çok sayıda yabancı devlet başkanı ve üst düzey yetkilisinin katılımıyla 25 Temmuz 1992 tarihinde düzenlenen merasimle hizmete açıldı ve ilk ünite devreye alınarak tesis elektrik enerjisi üretimine başladı” denildi.
‘YILLIK 8,9 MİLYAR KİLOWATT/SAAT ELEKTRİK ÜRETİYOR’
Atatürk Barajı’nın 8 türbinden oluşan hidroelektrik santralinin toplam 2 bin 400 megavat kurulu güce sahip olduğu belirtilerek, “Son türbinin 10 Eylül 1994 tarihinde devreye alınmasıyla birlikte tesis tam kapasite elektrik üretimine başladı. Atatürk Barajı ve HES yıllık 8,9 milyar kilovat/saat elektrik enerjisi üretim kapasitesine sahip. Dev tesis bu özelliği ile ülkemizin ve Avrupa’nın en büyük hidroelektrik santrali konumunda bulunuyor. Atatürk Barajı ilk türbinin devreye alınarak enerji üretmeye başladığı 1992 yılından bu yana toplam yaklaşık 210 milyar kilovat/saat elektrik enerjisi üreterek ülke ekonomisine bu yolla yaklaşık 500 milyar TL katkı sağladı” ifadelerine yer verildi.
‘SULAMA SAHASI 800 BİN HEKTAR’
Atatürk Barajı’nın, enerji üretiminin yanında ülke tarımı ve gıda güvenliği açısından da son derece önemli bir işleve sahip olduğun ifade edilen açıklamada, “Tesis ile Fırat Nehri’nin sularından ilk defa sulama maksatlı faydalanılması imkanı doğdu. Atatürk Barajı’ndan yapılacak sulama sahası 800 bin hektar ile ülkemizin ekonomik olarak sulanabilir arazisi olan 8,5 milyon hektarın yaklaşık yüzde 10’unu oluşturuyor. Atatürk Barajı’nda depolanan sular, 1995 yılından itibaren tarım arazileriyle buluşmaya başladı. O tarihten bu yana sulanan arazi miktarı sürekli arttı ve günümüz itibarıyla yaklaşık 450 bin hektara ulaştı. Atatürk Barajı 1995 yılından günümüze kadar tarımsal sulama yoluyla ülke ekonomisine toplam yaklaşık 423 milyar TL katkı sağladı” denildi.
‘SULAMA SAHASININ TAMAMINA SU İLETİLMESİYLE KATKI DAHA DA ARTACAK’
Atatürk Baraj’ında çeşitli türlerde balık yetiştiriciliği ve avcılık da yapılığı belirtilerek devamında şu ifadelere yer verildi:
“Özellikle sazan türü balıklar yetiştirilerek bölgenin gıda çeşitliliğine ve yeni iş alanlarına kavuşmasına katkı sağlanıyor. Bunun yanında baraj gölünün çeşitli kesimlerinde tesis edilen iskeleler vasıtasıyla hem yolcu hem de yük taşımacılığı yapılıyor. Atatürk Barajı her yıl yerli ve yabancı binlerce turisti de ağırlıyor. Atatürk Barajı’nın, enerji ve tarımsal sulama başta olmak üzere taşkın kontrol ve diğer gelir getirici faaliyetlerle birlikte milli ekonomiye her yıl yaklaşık 1,7 milyar ABD doları tutarında katkı sağladığı hesaplanıyor. Bu katkı sulama sahasının tamamına su iletilmesiyle daha da artacak. Atatürk Barajı işletme ömrü açısından da dünyadaki şanslı barajlar arasında yer alıyor. Çünkü Fırat Nehri üzerinde Atatürk Barajı’nın akış yukarısında inşa edilen Keban ve Karakaya gibi büyük barajlar, filtre görevi görerek baraj rezervuarının rusubatla dolmasını engelliyor. Bu avantaj sayesinde Atatürk Barajı daha uzun yıllar ülke ekonomisine katkı sağlamaya ve ülkemizde inşa edilen en büyük mühendislik eseri olarak Ulu Önder’in ismini yaşatmaya devam edecek.”